
Başarı Hikayeleri
DSÖ Değerlendirmesi: Dijital Sağlık Sistemleri Türkiye'nin Deprem Müdahalesini Nasıl Güçlendirdi?
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), “Türkiye’nin 2023 Depremleri Esnasında Bulaşıcı Olmayan Hastalıklara Yaklaşımı Üzerine DSÖ Operasyonel Değerlendirmesi’’ başlıklı kapsamlı bir operasyonel değerlendirme yayınladı. Bu rapor, 2023’te Türkiye’nin güney ve orta kesimleri ile Suriye’nin kuzey ve batı bölgelerini vuran yıkıcı depremler sırasında Türkiye’nin sağlık sisteminin bulaşıcı olmayan (kronik) hastalıklara (BOH) yönelik müdahale sürecine odaklanmaktadır. DSÖ ve Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı tarafından yürütülen değerlendirmeye göre, Kişisel Sağlık Kaydı Sistemi (e-Nabız), Merkezi e-Reçete Sistemi (Reçetem), İlaç Takip Sistemi (İTS) ve mülteciler için kronik BOH yönetimi ve destek programı gibi ögeleri kapsayan Türkiye’nin geniş kapsamlı sağlık hizmetleri, deprem döneminde sağlık ekosisteminin etkinliğine önemli katkılar sağlamıştır. Tiga Sağlık Teknolojileri olarak geliştirdiğimiz sağlık bilgi sistemleri olan e-Nabız, Reçetem ve İTS, Türkiye’nin dijital sağlık sisteminin temel bileşenleri arasında olup benzeri görülmemiş bu kriz döneminde sağlık hizmetlerine önemli katkılar sunarak Türk sağlık sisteminin kesintisiz işlemesine yardımcı olmuştur.
2023 Türkiye Depremleri Nedeniyle Sağlık Hizmetlerinde Yaşanan Aksamalar
6 Şubat 2023’te Türkiye’de meydana gelen şiddetli depremler, ülkenin 11 şehrini etkiledi. Bu depremler, yaklaşık 50.000 kişinin hayatını kaybetmesine ve 3 milyon insanın yerinden edilmesine yol açtı. Türkiye’nin sağlık sistemi, depremler nedeniyle sağlık çalışanlarının kaybı, sağlık tesislerinin geniş çapta hasar görmesi ve elektrik erişiminin kesilmesi gibi çeşitli zorluklarla karşılaştı. Ülkenin güçlü sağlık altyapısı ise bu kriz döneminde kronik hastalığa sahip bireyler ve diğer insanlar için temel sağlık hizmetlerinin devamlılığını sağladı. Günlük yaşamda ve acil durumlarda ulusal sağlık sistemlerini güçlendirmek amacıyla özel olarak tasarlanan dijital sağlık çözümlerimiz, deprem sürecinde kesintisiz bir şekilde kaliteli sağlık hizmetlerine erişimi iyileştirmede önemli sonuçlar ortaya koydu.
DSÖ’ye göre, Türkiye bulaşıcı olmayan hastalıklar açısından büyük bir yükle karşı karşıya ve ülkedeki yıllık ölümlerin yaklaşık %90’ı bu hastalıklara dayanmakta. Kardiyovasküler hastalıklar, Alzheimer, kanser çeşitleri, kronik solunum yolu hastalıkları ve diyabet, Türkiye’deki en yaygın BOH’lar arasında yer alıyor. 2023 depremleri, bu hastalıklara sahip birçok insanı etkileyerek onlar için zorlu bir dönem yarattı. Bu durum, BOH hizmetlerinin erişilebilirliği ve sürekliliğini sağlamanın yanı sıra kronik hastalıkların yönetimini daha da kritik hale getirdi.
Merkezi, erişilebilir ve birbiriyle uyumlu sağlık bilgi sistemleri, doğal afetler sırasında ve sonrasında kronik hastalıkların yönetiminde büyük bir önem taşıyor. Bu sistemler, bakımın sürekliliği, hasta takibi ve ilaç temini gibi kritik alanlarda sağlık hizmetlerinin aksamadan devam etmesini sağlıyor. Sağlık sistemlerinin merkezileştirilmesi, sağlık verilerini tek bir noktada toplayarak hastaların sağlık bilgilerine anlık erişim sunuyor ve acil durumlarda sağlık hizmetlerinin koordinasyonunu ve takibini kolaylaştırıyor. Bu sayede, sağlık profesyonelleri, sağlık hizmeti sağlayıcıları ve yetkililer özellikle kronik hastalığa sahip bireylerin ihtiyaçlarını daha hızlı ve bilinçli bir şekilde karşılayabiliyor. Ayrıca, afetler nedeniyle yerinden edilen hastaların sağlık bilgileri de bu sistemler sayesinde kaybolmuyor. Bu sistemlerin birbiriyle uyumlu olması, farklı sağlık kuruluşları ve hizmet sağlayıcıları arasında veri paylaşımını destekliyor. Sağlık sistemleri arasında birlikte çalışabilirlik söz konusu olmadığı zaman hastaların verileri farklı sistemler arasında aktarılamıyor ve bu durum da tedavi süreçlerine hasar verebiliyor. Farklı hastane ve klinikler, birbirleriyle uyumlu sistemler aracılığıyla aynı veri altyapısını kullanarak hasta bilgilerine kolayca erişebiliyorlar. Sistemlerin erişilebilirliği de büyük bir önem taşıyor. Erişilebilir sağlık bilgi sistemleri, hastalar, sağlık profesyonelleri ve diğer ilgili paydaşlar için konumdan bağımsız olarak kesintisiz ve koordineli bakıma imkan tanıyor. Sağlık hizmetlerine uygun erişim, afetlerden sonra yerinden edilmiş hastalar başta olmak üzere herkesin sağlık bilgilerine istediği zaman ve lokasyondan kolayca ulaşabilmesini sağlıyor.
Sağlık bilişimi sektörüne liderlik etme vizyonumuzla geliştirdiğimiz dijital sağlık ürünlerimizle Türkiye’nin sağlık altyapısına katkı sağlamaktan gurur duyuyoruz. Hastalar, sağlık profesyonelleri, sağlık hizmeti sağlayıcıları ve yetkililerin özel ihtiyaçlarına göre geliştirdiğimiz çözümlerimiz, 2023’teki deprem sürecinde sağlık hizmetlerinin kesintisiz devam etmesini sağlamıştır. Geliştirdiğimiz Kişisel Sağlık Kaydı Sistemi, Merkezi e-Reçete Sistemi ve İlaç Takip Sistemi, bu süreçte ön plana çıkarak sağlık hizmetlerinin aksamadan sürmesini desteklemiştir. Bilgi teknolojilerimiz, depremlerden kaynaklı fiziksel ve psikolojik yıkım esnasında sağlık profesyonellerinin ve hizmet sağlayıcıların gerekli sağlık verilerine hızlı ve kolayca erişmesini, bu verileri paylaşmasını, bakım süreçlerini koordine etmesini, hasta takibini gerçekleştirmesini ve tedavi sürekliliğini sağlamasını mümkün kılmıştır. Böylece, BOH hastalarının tedavi süreçlerindeki olası kesintiler en aza indirilmiştir.
Türkiye’de ‘’e-Nabız’’ olarak bilinen Ulusal Sağlık Sistemi, vatandaşların elektronik sağlık kayıtlarını yönetmesini sağlayan Kişisel Sağlık Kaydı Sistemi ile sağlık profesyonellerinin hasta verilerine erişimini mümkün kılan Sağlık Verisi Görüntüleyici’yi birleştiren hibrit yapısıyla tanınıyor. Bu sistem, ülke genelindeki tüm kamu ve özel sağlık kuruluşlarından sağlık verilerini toplayarak vatandaşların sağlık bilgilerini merkezi bir yapıda yönetiyor. E-Nabız, sağlık profesyonelleri için merkezi bir platform şeklinde çalışarak elektronik sağlık kayıtlarına ve kritik sağlık bilgilerine sistem genelinde farklı kaynaklardan erişim sağlıyor. Bu platform, yenilikçi bir Kişisel Sağlık Kaydı Sistemi olarak hastaların sağlık bilgilerine erişmesini, bu verileri yönetmesini ve paylaşmasını mümkün kılıyor. Kullanıcılar, sağlık geçmişi, laboratuvar sonuçları, raporlar, radyolojik görüntüler, reçeteler, ilaç kullanım durumu, hastane ziyaretleri, randevular, aşı bilgileri, ilaç hatırlatmaları, pandemi durumu, en yakın hastaneler ve acil durumlar gibi birçok sağlık verisine ulaşabiliyor. 76 milyondan fazla aktif kullanıcı, 234.000’den fazla sağlık profesyoneli, 28.000’den fazla sağlık kuruluşu ve 30’dan fazla farklı bilgi sistemi entegrasyonu sayesinde, e-Nabız Türkiye’nin dijital sağlık sisteminin vazgeçilmez bir parçası haline geldi. Birlikte çalışabilirliği ön planda tutan ve erişilebilir sağlık verisi yönetimi sunan e-Nabız, deprem sürecinde kronik durumlara sahip hastalar başta olmak üzere tüm vatandaşlara kesintisiz sağlık hizmeti erişimi sağlamıştır.
Türkiye’de ‘’Reçetem’’ olarak adlandırılan Merkezi e-Reçete Sistemi, elektronik reçete süreçlerini daha kolay ve verimli bir şekilde yöneterek sağlık hizmetlerinin kalitesini artırıyor ve sağlık hizmeti sunumunu iyileştiriyor. Günlük 2 milyondan fazla reçete işleyen bu sistem, hastalardan eczacılara kadar tüm ilgili paydaşları kapsıyor. Sağlık hizmeti sağlayıcıları ile eczaneler arasında veri paylaşımını kolaylaştıran Merkezi e-Reçete, hata oranlarını düşürüyor, güncel ilaç bilgilerine erişim sağlıyor ve zamanlı uyarılar ve önerilerle klinik karar desteği sunuyor. Reçete yazan hekimler, sistem aracılığıyla hastaların eski reçetelerine ve sağlık geçmişlerine erişerek ve sistemin sunduğu reçete yazım kurallarını kullanarak uygun reçeteler yazabiliyorlar. Bu sayede, hatalı reçete yazımı, alerjik reaksiyonlar ve ilaç etkileşimleri gibi sorunların önüne geçiliyor. Ayrıca, sağlık otoriteleri sistemdeki sağlık analizlerini, ilaç kullanım verilerini ve reçete istatistiklerini kullanarak reçete eğilimlerini inceliyorlar, olası kötüye kullanımları tespit ediyorlar ve bilinçli kararlar alıyorlar. 2023 depremleri esnasında e-Nabız ile entegre çalışan bu sistem, hastaların sağlık durumlarına ve düzenli kullandıkları ilaçlara erişerek afetten etkilenen bölgelerdeki hastaların reçetesiz veya sağlık tesislerine gitmeye gerek kalmadan ilaçlarını almasını sağladı. Böylece, hem sağlık hizmetlerine erişimi olmayan vatandaşlar ilaçlarına kavuştu hem de sağlık tesislerinin ve Türk sağlık sisteminin üzerindeki yük azaldı.
Dünyada ulusal ölçekte uygulanan ilk uçtan uca ilaç takip sistemi olan ve 2010’da Türkiye’de hayata geçirilen İlaç Takip Sistemi (İTS), tüm ilaçları tedarik zincirinin her aşamasında 2D Veri Matrisi ile takip ediyor. Üretimden son kullanıcıya kadar ilaç güvenliğini en üst seviyeye çıkaran bu sistem, sahte ve kalitesiz ilaçların piyasaya girmesini önlüyor. Bu sistem uygulamaya alındığından beri, 35 milyardan fazla ilaç takip edilerek üreticiler, ithalatçılar, ihracatçılar, depolar, hastaneler, eczaneler, geri ödeme kurumları ve hastalar için şeffaf bir tedarik zinciri sağlandı. Türkiye’nin merkezi ilaç planlama ve dağıtım ağının en önemli bileşeni olan İTS, deprem sürecinde hızlı ve güvenilir ilaç erişimini destekledi. Başta kronik rahatsızlıklara sahip hastalar olmak üzere, tüm vatandaşlar için İTS aracılığıyla güvenilir ilaç tedariği sağlandı ve afet koşullarının neden olduğu lojistik zorluklara rağmen kesintisiz bir ilaç tedarik zinciri korundu.
İTS, 30.000’den fazla eczane, 425 üretici, 711 ilaç toptancısı, 20.000’den fazla tüketim merkezi, 58 ihracatçı ve 50 geri ödeme kurumunu içeren geniş bir ekosistem içinde çalışıyor. Bu güçlü altyapı, ilaç tedarik zincirinin her aşamasında eksiksiz izleme ve takip sağlayarak hasta güvenliğini ve pazar bütünlüğünü koruyor. Tiga tarafından geliştirilen bu yenilikçi sistem, Türkiye dışında iki farklı ülkede de ulusal düzeyde uygulanıyor. Uluslararası alanda tanınan İTS, Birleşmiş Milletler (BM) Dünya Bilgi Toplumu Zirvesi (WSIS) Şampiyon e-Sağlık Projesi Ödülü’nü iki defa kazanarak ilaç güvenliği, şeffaflık ve sağlık lojistiğinde dijital dönüşüm açısından küresel etkinliğini kanıtlamıştır.
e-Nabız, Reçetem ve İTS'nin Sağlık Hizmetlerinin Sürekliliğindeki Dikkat Çekici Başarıları
DSÖ'ye göre, e-Nabız, Reçetem ve İTS COVID-19 pandemisi sırasında öncelikli olarak aşılanması gereken kronik rahatsızlıklara sahip hastalara ait verileri toplayarak ve paylaşarak etkinliğini kanıtladı ve 2023 depremleri sırasında da müdahalenin merkezi unsurlarından biri oldu. Bu değerli sistemler, kritik sağlık verilerini hızla toplayıp ilgili paydaşlarla paylaşarak, toplumun sağlık durumunu izleyerek ve afet sürecinde ortaya çıkan karşılanmamış sağlık ihtiyaçlarına yönelik koordineli bir sağlık hizmeti yanıtı sağlayarak önemli roller üstlenmiştir.
E-Nabız, ICD-10 kodlarını kullanarak deprem bölgesinde yaşayan kronik hastalıklara sahip bireylerin geniş kapsamlı bir listesini oluşturmuştur. Bu liste, bu insanlara yönelik acil durum planlaması, lojistik yönetimi ve sağlık çalışanı görevlendirme süreçlerinin temelini inşa etmiştir; sağlık hizmeti sağlayıcıları ve yetkililerin acil müdahaleye ihtiyaç duyan hastaları hızla belirlemelerine olanak tanınmıştır. Aynı zamanda, yerinden edilmiş bireyler sağlık kayıtlarına erişerek depremden sonra taşındıkları bölgelerdeki sağlık profesyonelleriyle bu bilgileri paylaşabilmiştir ve bu sayede tedavi sürekliliğinde herhangi bir aksaklık yaşanmamıştır. E-Nabız'ın ICD-10 tabanlı hasta tespiti, kronik hastalık yönetimini kolaylaştırarak hedefe yönelik sağlık hizmetlerinin ve müdahalelerin zamanında ulaştırılmasını sağlamıştır.
Kişisel sağlık kayıtlarını görüntüleme ve paylaşmanın yanı sıra, e-Nabız bu zorlu dönemde bireylerin birinci ve ikinci derece yakınlarının belirli sağlık verilerine erişimini de desteklemiştir. Sistem, bu güncellemeyle ilgili 39.306.772 kişiye anlık bildirim göndererek bilgilendirme yapmıştır.
E-Nabız ve Reçetem entegrasyonu, kronik hastalıkları olan bireylerin ihtiyaç duydukları ilaçları takip etmelerine olanak tanımıştır. Bu kişiler, afet müdahalesinin ilk 74 günü boyunca reçetesiz ve ücretsiz olarak ilaçlarını temin edebilmiştir. Özellikle insülin gibi kronik hastalık yönetimi için hayati önem taşıyan ilaçlar, bu süreçte yalnızca kimlik kartı ibraz edilerek alınmıştır. Bu sayede, sağlık profesyonellerine başvurma zorunluluğu ortadan kaldırılmıştır ve hastaların ilaçlarına erişimi kolaylaştırılmıştır. Depremden etkilenen 11 şehirdeki 5.000’den fazla eczane, Reçetem üzerinden ‘’Reçetesiz İlaç Temini’’ işleviyle ilaç dağıtımının kesintisiz devam etmesini sağlamıştır. Bu sistemlerin birbirleriyle uyumlu çalışması, ilaç erişimini kolaylaştırırken sağlık tesisleri ve sistemleri üzerindeki yükü de azaltmıştır.
Doğal afetlerin ilaç erişimini olumsuz etkilemesine rağmen İTS (İlaç Takip Sistemi) afet döneminde vatandaşların ilaçlara güvenli ve doğru şekilde erişmesine olanak tanımıştır ve tedarik zincirinin sorunsuz yönetimini garanti altına almıştır. DSÖ’ye göre, İTS ve bu sistemin diğer dijital sağlık sistemleriyle entegrasyonu saha eczanelerinin hızlıca kurulması, acil tedarik zinciri operasyonlarının devreye alınması ve düzenlemelerde yapılan değişikliklerle ilaç kıtlıklarının önlenmesine önemli katkılar sundu. Bu sayede, bulaşıcı olmayan hastalıklara sahip kişiler reçetesiz bir şekilde hayati önem taşıyan ilaçlara erişebildi. Deprem dönemi boyunca İTS üzerinden 3.767.512 reçete işlenmiştir ve afet bölgelerindeki 4.000’den fazla eczane ve paydaş bu sürece dahil olmuştur. Sistem, kritik öneme sahip ilaçların envanterinin ve bulunabilirliğinin anlık olarak izlenmesini sağlayarak sağlık hizmetlerinin kesintisiz devam etmesine katkı sunmuştur.
Tiga Sağlık Teknolojileri tarafından geliştirilen Kişisel Sağlık Kaydı Sistemi (e-Nabız), Merkezi e-Reçete Sistemi (Reçetem) ve İlaç Takip Sistemi (DrugXafe - İTS), 2023 Türkiye depremleri sırasında sağlık hizmetlerinin koordinasyonunda kritik roller üstlenmiştir. Bu sağlık bilgi sistemleri, hem yerel hem de yerinden edilmiş bireylerin sağlık verilerinin yönetimini kolaylaştırarak temel sağlık hizmetlerine kesintisiz erişim sağlamıştır. Aynı zamanda, hastaların güvenli ve kolay bir şekilde ilaçlarına ulaşmasına olanak tanıyan sistem sağlık hizmetlerinin yeniden organize edilmesine ve afet karşısında etkin ve verimli bir şekilde sunulmasına katkıda bulunmuştur. 2023 Türkiye depremleri ve deprem sonrasındaki sağlık hizmetleri sunumunda kullanılan sistemler, dijital sağlık sistemlerinin yalnızca günlük sağlık hizmetlerini değil, kriz durumlarında da ülkelerin sağlık altyapılarını nasıl desteklediğini göstermiştir. Tiga Sağlık Teknolojileri olarak, geliştirdiğimiz sistemlerin hasta güvenliği, ilaç tedarik zinciri yönetimi ve bakım koordinasyonu gibi kritik alanları dinamik ve etkili bir şekilde ele alarak ülkemizin dijital sağlık dönüşümünün ve afetlere karşı dayanıklılığın merkezinde yer almasından gurur duyuyoruz.
2023 depremleri sonrasında sağlık sisteminin kesintisiz işlemesi, gerçekleştirilen müdahaleler ve etkili sağlık hizmetlerinin sunulması, Türkiye’nin dijital sağlık alanındaki ilerlemesini gözler önüne sermektedir. Tiga Sağlık Teknolojileri olarak, bu ilerlemeye katkı sağlamış olmaktan ve bu zor dönemde Türkiye’nin dijital sağlık ekosisteminin en önemli bileşenlerinden olan e-Nabız, Reçetem ve İlaç Takip Sistemi gibi kritik sistemleri geliştirmiş olmaktan büyük bir onur duyuyoruz. Bilgi teknolojilerinin insan hayatına olan olumlu etkilerini artırmak için çalışmaya, ürün, çözüm ve teknolojilerimizi küresel çapta yaygınlaştırmaya, dünya genelinde sağlık sistemlerini geliştirmeye ve bu sistemlerin dayanıklılığını güçlendirmeye kararlıyız.